Merhaba sevgili okuyucular! Bugün sizlerle düşünce ve karar verme süreçlerimizi etkileyen bazı bilişsel önyargılardan bahsetmek istiyorum. Hani bazen farkında olmadan yanlış kararlar alırız ya, işte bu önyargılar bunun arkasındaki sebeplerden biri olabilir. Gelin, bu önyargıları daha yakından inceleyelim.
1. Doğrulama Önyargısı
Birçoğumuz, mevcut inançlarımızı destekleyen bilgileri ararız ve bunlara daha fazla önem veririz. Mesela, favori bir diyet yönteminiz varsa, onun işe yaradığına dair makaleleri okumayı tercih edersiniz, değil mi? İşte bu, doğrulama önyargısıdır. Yeni ve farklı bakış açılarına açık olmak bu önyargıyı azaltabilir.
2. İyimserlik Önyargısı
Bu önyargıyı hepimiz zaman zaman yaşarız. Gelecekte her şeyin harika olacağını düşünmek cazip gelir. Mesela, bir sınavdan önce hiç çalışmadan yüksek not alacağınızı düşünmek gibi. Gerçekçi beklentiler belirlemek, iyimserlik önyargısını dengeleyebilir.
3. Sonradan Görme Önyargısı
Bir olayın sonucunu öğrendikten sonra, "Ben zaten biliyordum!" demek ne kadar kolay gelir, değil mi? Bu önyargı, geçmişteki kararlarımızı değerlendirirken yanlış yargılara yol açabilir. Örneğin, bir yatırımın başarısız olacağını önceden bildiğinizi düşünmek, gerçekte o zaman sahip olmadığınız bilgileri değerlendirmeye katmaktır.
4. Halo Etkisi
Bir kişinin bir özelliğinin genel algımızı nasıl etkilediğine dair bir örnek verelim. Mesela, bir iş arkadaşınız çok nazik ve yardımsever biri olduğunda, onun aynı zamanda çok zeki olduğunu varsayabilirsiniz. Ancak, bu her zaman doğru olmayabilir. Bu önyargıyı farkında olmak ve her özelliği ayrı ayrı değerlendirmek önemlidir.
5. Yanlış Konsensüs Etkisi
Kendi görüş ve inançlarımızın, başkaları tarafından da paylaşıldığını düşünme eğilimindeyiz. Örneğin, sevdiğiniz bir filmi herkesin beğendiğini varsaymak gibi. Farklı bakış açılarına açık olmak ve başkalarının düşüncelerini dinlemek bu önyargıyı azaltabilir.
6. Aktör-Gözlemci Önyargısı
Kendi davranışlarımızı dışsal faktörlere, başkalarının davranışlarını ise içsel özelliklere bağlarız. Mesela, trafikte sinirli bir sürücüyü görünce onun kötü bir karaktere sahip olduğunu düşünebilirsiniz, ama kendiniz sinirlendiğinizde dış etkenlerden dolayı sinirlendiğinizi savunabilirsiniz.
7. Yanlış Bilgilendirme Etkisi
Hafızamızın, aldığımız yanlış veya yanıltıcı bilgilerle nasıl değişebileceğine dair bir örnek. Mesela, çocukluk anılarınızı anlatırken, aslında hiç yaşanmamış detayları ekleyebilirsiniz. Bu önyargıyı azaltmak için bilgileri doğrulamak ve güvenilir kaynaklardan bilgi almak önemlidir.
8. Çapa (Anchoring) Önyargısı
İlk sunulan bilgiye aşırı derecede bağlı kalma eğilimimiz var. Pazarlık yaparken, ilk teklif edilen fiyatın etrafında dönüp durmak gibi. Daha geniş bir perspektiften değerlendirmek, bu önyargıyı dengeleyebilir.
9. Kendini Yüceltme Önyargısı
Başarılarımızı içsel faktörlere, başarısızlıklarımızı ise dışsal faktörlere bağlama eğilimindeyiz. Mesela, sınavda yüksek not aldığınızda "Çok çalıştım ve zekiyim" derken, düşük not aldığınızda "Öğretmen adil değildi" diyebilirsiniz. Objektif bir bakış açısı geliştirmek, bu önyargıyı azaltabilir.
10. Seçici Algı Önyargısı
Mevcut inançlarımızı ve beklentilerimizi destekleyen bilgileri fark etme ve hatırlama eğilimindeyiz. Örneğin, yeni aldığınız bir araba modelini trafikte daha sık görmeye başlamak. Bu önyargıyı dengelemek için farklı bakış açılarına ve bilgilere açık olmak faydalı olabilir.
Bilişsel önyargılar, hepimizin günlük hayatta karşılaştığı zihinsel tuzaklardır. Bu önyargıların farkında olarak, daha bilinçli ve dengeli kararlar alabiliriz. Unutmayın, her zaman öğrenmeye ve kendimizi geliştirmeye açık olmalıyız.
Siz de bu önyargıları fark ettiğinizde kendinizi durdurup, daha objektif bir bakış açısı geliştirmeyi deneyin. Hep birlikte daha bilinçli bir yaşam sürdürebiliriz.
Comments