Kuşak, nesil ve jenerasyon hepsi aynı anlamda kullandığımız kelimelerdir. Ebeveyn çocuk ilişkisinin belirlenmesinde kullanılan terimlerdir. Yaklaşık olarak aynı yıllarda dogmuş, aynı çağın şartlarında birbirine benzer sıkıntıları, benzer kaderleri yaşamış, benzer sorumluluklarla yükümlü olmuş kişiler topluluğudur.
Kendinizin ve iletişim kuracağınız kişinin hangi kuşaktan olduğunun farkında olursanız, kuşak özelliklerini bilirseniz, etkin ve verimli bir iletişim kurabilirsiniz. Özellikle ebeveynlerinizle olan ilişkilerinizde çok faydalı olacaktır.
İnsanların kişilik özelliklerine saygı gösterdiğiniz gibi kuşak özelliklerine de saygı göstermelisiniz. Kuşak özelliklerini kabul etmelisiniz. Kendinizden sonra gelen jenerasyona sizler uyum sağlamalısınız. Yeni gelen jenerasyonun daha donanımlı geldiğini kabul etmelisiniz. Onların, eski jenerasyona uyum sağlamasını beklememelisiniz.
Donanımlı geliyorlar dedik. Peki nedir bu donanım?
Anne babalarımızın değil, kendi zamanımızın çocuklarıyız. Anne babalar, çocuklarını ya da bizler, çocuklarımızı kendi değer ve yargılarımıza göre yetiştirebiliriz. Ama her bireyin dünyayı anlayışı, beklenti ve davranışları kendisine özgü olacaktır. Bizler nasıl anne babalarımız gibi olamadıysak, anne babalarımız da bizler gibi olamazlar. Her kuşak kendi zamanının trendleriyle, ruhuyla yoğrulur ve kendi zamanının trend ve ruhunu yansıtır. Yani herkes bulunduğu atmosferin içerisinde doğuyor. Dolayısıyla herkesin kişilik özelliklerine saygı gösterdiğiniz gibi kuşak özelliklerine de saygı göstermelisiniz. Kuşak farklılıklarının getirdiği farklı anlayış ve yaşam tarzlarına da aynı şekilde saygı göstermeliyiz.
İnsan ömrünün uzadığı ve farklı kuşakların aynı zaman dilimini paylaştığı bir dünyada yaşıyoruz. Kuşak farklılıklarına saygının; farklı ırk, farklı dinlere saygı gö
stermek kadar önemli olduğunun bilincinde olmalıyız.
Aynı kuşakta olan herkesin belirtilen tüm özellikleri taşımasını bekleyemeyiz. Burada sadece çoğunluğu kapsayan genel bir çerçeve öğrenmiş oluyoruz. Bazı özellikler bazı kişilerde hiç görünmeyebilir, bazılarında ise baskın bir şekilde görünebilir. Kısaca burada verilen bilgiler genel çerçevedir.
Şimdi gelin birlikte biraz kuşakları inceleyelim;
Sessiz kuşak / 1960 öncesi doğanlar
X kuşağı / 1961-1980 arası doğanlar
Y kuşağı (indigolar) / 1981-1995 arası doğanlar
Z kuşağı (kristaller) / 1996-2011 arası doğanlar
Gökkuşağı / 2012 sonrası doğanlar
Sessiz kuşak, 1900-1960 arası doğanları kapsar. Bunlar da kendi aralarında kuşaklara ayrılırlar. 1900-1914 arasında doğanlar kayıp kuşak, 1914-1924 arası doğanlar umut kuşağı, 1925-1960 arası doğanlar ise sessiz kuşak olarak adlandırılır. Genellikle karakter özelliklerine baktığımızda; uyumlu, kanaatkar, çalışkan, otoriteye saygılı, devlete çok önem veren, teknolojiyi görmemiş ya da uyum sağlayamamış, savaş ve yokluk görmüş bu sebeple de anne babalara bakan bir nesil olduğunu söyleyebiliriz.
Sessiz kuşak için duygular yok gibidir. Çocuklarına bile sevgilerini açık olarak gösteremeyebilirler. Duygu her zaman geri plandadır, hatta duyguyu belli etmek ayıptır. Bu kuşakta olanların çocuklarının çoğu x kuşağındadır. Aynı kuşaktan olanlar, aynı olayları ve benzer duyguları yaşamıştır demiştik. Bakın, 1930-1960 arası doğanların hepsi 2. Dünya savaşını canlı yaşadı ve bundan etkilenmeyen kesinlikle yoktur. Cumhuriyet kuruldu o yıllarda. Bu duyguları ilk yaşayanlar 1910-1920 aralıgında doğanlar.
X kuşağı, 1961-1980 arası doğanlardır. Bu yıllar dünyad
aki petrol krizinin, türkiyede yoğun bir sağ sol çatışmalarının yaşandığı yıllar. Bu kuşak, çoğunuzun görmediği, merdaneli çamaşır makinesi, transistörlü radyo, bantlı teyp ve pikap kullandılar. Genel karakter özellikleri ise şöyledir; daha iyi bir kariyer imkanı ararlar, teknolojiyi zorunluluktan öğrenmeye ve kullanmaya başladılar. bu kuşakta kadınlar iş hayatına katılmaya başladı. iş motivasyonları yüksektir, güvenilir, şüpheci ve mücadelecidirler. Tek başlarına çok iyi çalışırlar. Sabırsızdırlar ve iş odaklıdırlar. Otoriteden korkmaz ama u
yumlu ve saygılıdırlar ve çok kaliteli iş üretirler. Çok kaliteli iş ürettikleri gibi çok kaliteli de iş isterler. Üretkenlikleri yüksektir, iç motivasyonları yüksektir, iş ve özel yaşam dengesini korumaya özen gösterirler. Aynı anda birden fazla iş yapabilirler, onaylanmaya ve onaylamaya önem verirler.
Sessiz kuşak tarafından yetiştirilen x kuşağı çocuklarının çoğunda duygu, sessiz kuşakta olanlara benzer. Duygularını göstermemeyi ve bastırmayı öğrenmişlerdir. Örneğin x kuşağından olan birisi sessiz kuşaktan olan anne babalarının yanında çocuklarını sevmezler. X kuşağından olan evli bir çift, sessiz kuşaktan olan anne babalarının yanında birbirlerine sevgilerini gösteremezler. X kuşağı duyguları, y ve z kuşağından olan çocukları sayesinde öğrenmişlerdir.
Y kuşağı, 1981-1995 arasında doğanlardır. Indigolar olarak da bilinmektedirler. İnternet ve çok kanallı televizyon ile büyüdüler. Genellikle sanal görüşmeyi tercih e
diyorlar. Yokluk bilgileri çok yoktur, sabırsızdırlar, yoktan anlamazlar. Bireysel yaklaşım ağırlıklı karar mekanizmasına sahipler, başkalarının fikirlerine çok değer vermezler. Kendilerine güven duyguları yüksektir ve sadakat duyguları zayıftır. Ben merkezcidirler. Çok fazla, maaşla çalışmayı sevmezler. Kendi işlerini yapmayı, özgür olmayı, danışmanlık yöneticilik yapmayı isterler. Gelişimlerine katkıda bulunacak yöneticiler ile çalışmayı tercih ederler. Yaratıcılıklarını, bağımsız düşüncelerini destekleyen ortamlarda çalışmayı tercih ederler. Kesinlikle otorite ile sorunları vardır. Örneğin iş yerine kot pantolonla gelinmemesi gerektiğini söylerseniz bu fikir y kuşağına saçma gelir ve sorgular. Aile ve iş yaşamını dengelemeyi benimser. Uzaktan çalışma, yarı zamanlı çalışma alternatiflerine sıcak bakarlar. Danışmanlık, finans, bilişim gibi sektörleri tercih ederler. Hızla iş değiştirebilirler ve bunu gayet normal görürler. İş arama süreçlerinde genellikle elektronik ortamı tercih ederler. İş ararken şirketin kimliği uluslararası olması, sunulan kariyer ve eğitim olanaklarına değer verirler. İçinde bulunduğumuz internet cağını ve sosyal medyayı şekillendiren y kuşağıdır. Bizim için çok doğru olan bazı şeylerin y kuşağı tarafından kabul görülmeyeceğinin farkında olmalıyız ve kendi doğrularımızı dayatmamalıyız. Zaten dayatsanız da kabul görmeyecektir.
Z kuşağı ise 1995ten sonra doğanlar, kristaller olarak da adlandırılırlar. Yoğun, uzun ve dikkatli bakan iri gözleri vardır. Mıknatıs gibidirler, kendilerine çekerler. Son derece sevecendirler. Çoğunlukla geç konuşmaya başlarlar, müzikle iç içedirler. İletişim kurarken
işaret dilini sık kullanırlar. Yanlışlıkla içe aşırı kapanıklık teşhisi konulabilir, ancak bu onların bir rahatsızlıkları değil, kişisel özellikleridir. Sakin, tatlı ve şefkatlidirler. Duygu odaklı ve bağışlayıcıdırlar. Son derece duyarlı ve empatiktirler. Doğaya ve hayvanlara çok bağlıdırlar. Duygularını çok yoğun yaşarlar. Son derece yaratıcıdırlar. Vejetaryen yemekleri ve doğal meyve sularını etli yemeklere tercih ederler. Korkusuz ve araştırmacıdırlar. Başkalarının duygularını kendi duyguları gibi hissedebilirler. Yüz ifadeleri, sözleri ve davranışları
hep olumludur. Genel olarak sağ beyin baskındır.
Kristal çocuklarla iletişim kurmak için duygularınızı ifade etmelisiniz. Duygularını anlamalı ve ona uygun davranmalısınız. Duygu ve düşüncelerini anladığınızı ifade etmelisiniz.
Gökkuşağı nesli, z kuşağından sonra gelen ve 2012 sonrası doğanları ifade eder. Sayıları çok azdır ve anne babaları genelde z kuşağıdır. Z kuşağı gibi iri iri gözleri vardır. Güven duyguları çok yüksektir ve kimseden korkuları yoktur. Bu neslin kişilikleri çok güçlüdür. Çok küçük yaşta bile istek ve ihtiyaçlarını ifade edebilirler. Olumsuz duygu durumundan çok çabuk kurtulurlar. Ailelerine neşe ve heyecan getirirler. Yüzlerinde kocaman bir gülümseme vardır. Kalpleri sevgi ve affetme duygusu ile doludur. Karakterlerine uygun bilgilerle donatılmalıdırlar. Ailesi tarafından aksi bir eğit
im verilirse karakterleri değişebilir. Çok hiperaktifdirler, tüm gün hoplayıp zıplarlar ama hiç yorulmazlar.
Jenerasyonları özetleyecek olursak indigolar yani y kuşağı, esnek ve rahat çalışma stilleriyle bizlere ne kadar kuralcı, ne kadar katı, ne kadar esnemez bir yapıda olduğumuzu gösterdi. Kristaller yani z kuşağı, ne kadar kapalı olduğumuzu ne kadar duygusuzlaştığımızı gösterdi bizlere. Hayatımızın merkezine duyguyu almayı öğretti. Gökkuşağı nesli ise kalbimizi açmayı öğretecek. Gökkuşağı nesli, z kuşağı ile birlikte emin olun dünyamızı savaştan kurtaracak, paylaşma ve yardımlaşma onlar sayesinde artacak, yoksulluk onlar sayesinde önlenecek ve dünyaya barışı bu jenerasyonlar getirecek...
コメント